7 Aralık 2011 Çarşamba

Olmayacak duaya amin.


        Bir yeni yıla daha girmek üzereyiz ve ben hayallerini gerçekleştirmek filan şöyle dursun. Her yeni yılda sanki inadına daha da uzaklaşıyorum istediklerimden! Derler ya yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder diye. Doğru mudur acaba? Yeni yıla giriş şeklimle mi alakalı bulunduğum durum.
       Bu yeni yıl birşeyler değişse efendime söyliyeyim misalen; Şu güzelim elbiseyi giysem, sonra çok çok şık bir restaurantta mükemmel yemekler ve bordeaux şarabı eşliğinde yeni yıla girsem. Tüm yıl boyunca şu canım mudo koltuğun üzerinde hayatıma sonunda girebilen muhteşem erkekle(hala o erkek doğmadı) filmler izlesem. Tatile Hollanda'nın evleri suların üstünde olan küçük şirin köyünde geçirsem. Her günüm yeni yerlerde ve farklı tatları tadarak geçirsem. Falanlar filanlar işte...
      Tüm bu hayal madalyonunun öteki yüzünde ise yılbaşından hemen sonra finalleri başlayacak 13 ders, yoğun ama mutsuz ve boş geçen günler, neyim olduğuna hatta kendilerinin bile ne olduğuna karar verememiş
 arkadaşlar, basiretsiz olduklarından ne yanına yaklaşabildiğim ne de yanıma yaklaşmasına izin verdiğim erkekler, mütemadiyen aidiyet duygusunu yitirdiğine inanan ve aslında bunların sebebini eninde sonunda kendine bağlayan tuhaf bir kız var. Bu kız mutsuz değil ama eksik gibi... Yeni yılda daha da eksilecek gibi... Başkası gibi... Yeni yılda dışarı çıkmayacak gibi...

(bu arada ilk izleyicimi yeni edinmiş bulunuyorum umutluyum,huzurluyum:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder